Herkes bu adamın “hasta”sı
Yine bir hastane dizisi... Ama bu kez çok farklı
Kahramanımız Dr. House bir dedektif gibi çalışıyor. Bu dizide aşk değil hastalıklar anlatılıyor. Üstelik gerçek vakalar ve terimlerle... İşte 48 ülkenin yeni tutkusu House!
Washington Post gazetesi House dizisi yayına girdiğinde “Son yılların en iyi dizisi” yorumunu yapmış, başroldeki Doktor House’u da televizyon tarihinin en kuvvetli karakterlerinden biri olarak sunmuştu. USA Today ise “Çok iyi bir karakterle, çok iyi bir aktörü bir araya getirdiğinizde işin yarısını yapmışsınız demektir. House bunu başarmış” demişti. İzleyici de bu olumlu yorumların hakkını verdi. Son rakamlara göre House, bölüm başına 22 milyon kişiyle ABD’nin en çok izlenen 8’inci dizisi... Dünyada 48 ülkede gösterimde olan, ABD’de üçüncü sezonu oynayan ve DiziMax’te de yayınlanan dizi bu kanalda da en çok izlenen programlar arasına girdi. Türkiye’nin tek yabancı dizi portalı www.22dakika.org yöneticileri de sitelerinde en çok okuyucu alan dizilerden birinin House olduğunu söylüyor. Peki House ne anlatıyor?
Dizi adını, bir Amerikan hastanesinin tanı biriminin başında bulunan Doktor Gregory House’dan alıyor. House meslektaşları tarafından tek kelimeyle “dahi” olarak anılıyor. Ancak hastalarla ya da meslektaşlarıyla konuşmak yerine makinalarla ya da kendi kendisiyle sohbet ediyor. Tek bir arkadaşı var. Onun dışındaki kişilere de ters davranmaktan çekinmiyor. House’un birimi, diğer doktorların tanı koyamadığı hastalarla ilgileniyor. House hastalarının daima yalan söylediği varsayımından yola çıkarak tanı koyuyor. Yani karşımızda epey ilginç bir adam var...
FİKİR NYT’DE YAYINLANAN TIP YAZILARINDAN ÇIKTI
House’ın egzantiriklikleri bununla da bitmiyor. Yıllar önce yanlış bir tedavi nedeniyle sakat kalmış. Bastonla yürüyor. Ama aynı zamanda sürekli ağrı çekiyor. Ağrı kesiciye bağımlılığı var. Hatta zaman zaman morfin kullandığı da oluyor. Ama bunların hayatını etkilemediğini söylüyor. Aslında Doktor House’un bu kadar etkileyici olmasının bir nedeni de aktör Hugh Laurie. İngiltere’nin en ünlü oyuncularından olan Laurie, karakteri dört dörtlük canlandırıyor. Dizinin bir ilginç özelliği de hastaların vücuduna “zoom” yapılması. Belli bir hastalıktan bahsederken bir anda hastanın damarlarının ya da belli bir organının içinde olanları görebiliyorsunuz. Elbette dizinin bütçesi el verdikçe...
İşte dizinin gerçekçiliği de burada devreye giriyor. Acil Servis gibi hastane dizilerinde doktorlar “Terimleri yanlış kullanıyorlar” diye yakınırdı. House’ta ise herkes vakaların ve tedavilerin ne kadar gerçekçi olduğundan bahsediyor. Zaten dizinin yaratıcısı David Shore da dizi fikrini New York Times gazetesinde Lisa Sanders tarafından yazılan tibbi tanı ile ilgili bir köşeden almış. Tıp doktoru olan Sanders bugün dizinin tıbbi danışmanlığını yapıyor. Dizinin tıbbi açıdan ne kadar doğru olduğu ise adeta kontrol ediliyor.. İnternette aralarında www.politedissent.com’un da olduğu internet siteleri dizinin her bölümünün tıbbi olarak doğruluğunu inceleniyor. Bu sitelerde yazar doktorlar bölümlere tıbbi açıdan not da veriyor. House genellikle yüz üzerinden 80’den fazla alıyor.
Doktor House hastalığın teşhisini tek bakışta koyuyor
Dizinin ana karakteri Doktor House’un en büyük özelliği tanıyı ilk anında koyabilmesi... Mesela bir bölümünde yaşanan olaylardan biri şöyle: Altı yaşındaki Ian, kanlı ishal ve koordinasyon bozukluğuyla hastaneye geliyor. Önce gıda zehirlenmesi olduğu düşünülüyor. Ama House bunun Erdheim-Chester Hastalığı (bir çeşit kemik hastalığı) olduğunundan şüpheleniyor. Ancak ilk testler çocukta böyle bir hastalık olmadığını gösteriyor. Çocuğun kalp filminde bir kütle tespit edilince biyopsi yapmaya karar veriliyor. Ancak biyopsi örneği ancak 3 teste yetecek büyüklükte... İlk iki testte aradıkları hastalığı bulamayınca House, son test için hakkını Erdheim-Chester hastalığından yana kullanıyor. Çocukta bu hastalık olduğu ortaya çıkıyor.
Sherlock Holmes’dan esinlenerek yazıldı
Doktor Gregory House’un karakteri ünlü roman kahramanı Sherlock Holmes’dan esinlenerek yazılmış. Birinin hastalıkları diğerinin cinayetleri çözmesi dışındaki ortak özellikleri şöyle:
•Soyadları benziyor.
•Vakaları çok hızlı çözüyorlar.
•House ağrı kesiciye, Holmes afyona bağımlı. House zaman zaman morfin, Holmes da kokain kullanıyordu.
•Tek arkadaşları var. House’un arkadaşının ismi Wilson, Holmes’unki ise Watson.
•Her ikisi de enstrüman çalıyor. House piyano, Holmes keman...
•Daire numaları aynı: 221B
Doktorlar ne diyor?
Ben olsam bütün genç doktorlara bu diziyi izletirim
Dr. Uğur Meriç /Çene Cerrahı
Diziyi büyük bir ilgiyle izliyorum. Merak ettiğim doktor olmayan kişilerin diziyi sıkılmadan nasıl izlediği... Çünkü tamamen doktor konularıyla, terimleriyle geçiyor. Doktorlukta hiçbir verinin kesin olmadığını anlatıyor.
Ben ana bilim dalı başkanı olsam asistanlara bu diziyi izletirim. Doktorluğu sevdirir. Diziyi izlerken ben de vakaları kendi kafamdan çözmeye çalışıyorum.
Dizide doktorlar arası ilişkiler de çok iyi anlatılmış. Yani doktor olmakla para kazanmak arasındaki ikilem çok iyi yansıtılmış. Bu Türkiye’de de var.
Terimleri doğru kullanıyorlar, doktor harika!
Dr. Gediz Serin /KBB Cerrahı
Dizide ekibin sıra dışı lideri Dr. Gregory House, azmi ve hafiyelik becerileriyle adeta dedektifi andırıyor. Yalnız dizinin bağımlılık yaratan kısmı bu değil, Dr. House’un kişiliği, insanlarla olan ilişkisi...
Dizide karakterlerin özel hayatları ikinci planda tutulmuş. Aynı zamanda kıskanç sevgililer, tek gecelik ilişkiler bu dizide yok ve bu özelliği ile diğer hastane dizilerinden ayrılıyor.
Terimleri çok doğru kullanıyorlar ve hastalıkları çok iyi buluyorlar. Ama o kadar hastalık içinde hep en nadir ve zor olanları işliyorlar.
Bu ay yayınlanan The Medical Science of House, M.D adlı kitap sağlık konusunda uzman olan gazeteci Andrew Holtz tarafından yazıldı. Kitapta anlatılan ve diziye konu olan vakalardan bazıları şöyle:
•Evlatlık verilen bir çocuk, biyolojik annesi aşı olmadığı için niye ölür?
•Karı koca arasındaki ilişki tedaviyi nasıl etkiler?
•Göz doktoru randevusunu kaçırmak genetik bir hastalığı nasıl ortaya çıkarır?
Kaynak : Vatan Gazetesi 05.11.2006
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder